Zeytinyağı alırken etiketlerde sıkça karşımıza çıkan bir diğer ifade de “filtreli” veya “filtresiz”dir. Peki bu ne anlama gelir? Hangisi daha sağlıklı, hangisi daha lezzetli? İşte bilinmesi gerekenler.
Filtresiz Zeytinyağı
- Üretim: Yağın içinde doğal zeytin posası ve minik partiküller kalır.
- Özellikleri: – Daha yoğun, bulanık görünümlüdür.
– Tadı daha keskin, aroması daha belirgindir. - Avantajları: – Hasattan hemen sonra içildiğinde en taze ve güçlü aromayı sunar.
- Dezavantajları: – Posası zamanla çöker, yağın bozulmasını hızlandırabilir.
– Uzun süre saklamaya uygun değildir.
Filtresiz yağ, “genç şarap” gibi düşünülmeli: taze tüketmek için idealdir.
Filtreli Zeytinyağı
- Üretim: Yağ, özel filtrelerden geçirilerek posadan arındırılır.
- Özellikleri: – Daha berrak, temiz görünümlüdür.
– Aroması daha dengelidir. - Avantajları: – Daha uzun süre tazeliğini korur.
– Ticari olarak saklama ve taşıma için daha güvenlidir. - Dezavantajları: – Filtrasyon sırasında bir miktar polifenol kaybı olabilir.
Filtreli yağ, uzun ömürlü ve istikrarlı kalite isteyen tüketiciler için uygundur.
Hangisini Tercih Etmeli?
- Kısa sürede tüketecekseniz: Filtresiz, taze ve aromatik yağ.
- Uzun süre saklamak için: Filtreli, dengeli ve raf ömrü uzun yağ.
Araştırmalar, filtresiz yağların polifenol seviyesinin biraz daha yüksek olduğunu ama bunun birkaç ay içinde düşüşe geçtiğini gösteriyor. Filtreli yağ ise daha uzun vadede stabil kalıyor.
Filtreli ya da filtresiz… Her ikisi de doğru üretildiğinde değerli ve sağlıklıdır. Seçim, tamamen tüketim sürenize ve damak zevkinize bağlıdır.